Türkçe | English
Mutfağımdan hiç eksik etmediğim meyveler var. Mevsimine göre çilek, yaban mersini, nar, elma, mango, muz olmazsa olmazlarım. Ama bir meyve var ki mevsimden bağımsız, her daim dolapta bulunur: Avokado.
Avokado Aslında Sağlık Dolu Bir Meyve!
Evet, her ne kadar yeşil rengi ve şekersiz tadıyla bir sebzeyi andırsa da avokado teknik olarak bir meyve aslında. Nötr tadıyla her türlü tarife uyum sağlayabilen muhteşem bir meyve hem de.
Farklı tariflerle kolayca bütünleştirilebilmesinin yani sıra, vücuda sağladığı yararlarla da eşsiz bir meyve bu. İçeriğinin %80’i yağ, ancak bu yağ sağlığımız için faydalı, hatta gerekli olan tekli doymamış yağ asitlerinden oluşuyor. Bu yağ asitleri vücutta depolanmak yerine enerji üretmekte kullanılıyor. 15%’i ise protein, ki bu baklagillerle yarışacak düzeyde. Şeker oranı ise sadece %2. Hal böyle olunca aslında çilek ve böğürtlen gibi meyvelerin dahil olduğu dutsu meyveler sınıfına ait bu meyvenin sebze sanılmasına çok da şaşırmamak gerek 🙂
Avokadoyu Neden Her Yerde Kullanıyorum?
İçerdiği sağlıklı yağ ve proteinin yanında, tatlı ya da tuzlu her tarife kolayca uyum sağlayabildiği için benim mutfağımın demirbaşlarından biri. O kadar nötr bir tadı var ki biraz tuz ve limonla harika bir dip sos, biraz bal ile sağlıklı bir tatlıya dönüşüyor. Böyle olunca sadece salatalara eklemekle sınırlı kalmıyorum, mutfakta sınırları zorlamak benim tutkum çünkü 🙂
Pişmeyen Tart
Mesela hurma ve Hindistan cevizi unu kullanarak yaptığım tabanın üzerine bal, avokado ve yeşil limondan oluşan kreması ile bu pişmeyen tart en sevdiğim tariflerden biri. Ayrıca vegan bir tarife çevirmek oldukça basit.
Avokado Puding
Ya da avokado, muz, kakao ve balla yaptığım bu puding hem kolay, hem sağlıklı olması sebebiyle bizim evde sık sık yapılıyor ve çok seviliyor. Kararmış muzları ya da bol bol alıp kullanamadığım avokadoları değerlendirmek için harika bir tarif.
İlla ki kakaolu olmak zorunda değil tabi, sadece bal ekleyerek de yapabilir, üzerine istediğiniz meyveli sosu ekleyip bir renk cümbüşü yaratabilirsiniz. Sos eklemeden de gayet lezzetli oluyor bu arada 🙂
Doğru Avokadoyu Seçmek
Avokado kullanırken önemli nokta kıvamında avokado seçmek. Ham avokado acı olur ve ilk denemenizse sizi avokadodan soğutur. Ben küçükken annemlerin ilk avokado alışını hatırlıyorum, o zaman az bulunurdu, kimse bilmiyordu nasıl yenmesi gerektiğini. Elma seçer gibi en parlak kabuklu ve sertinden alıp, dilimleyip yemeye kalkmıştık 🙂 🙂 O tadı alınca senelerce avokadoyu tekrar merak bile etmedim, ta ki nasıl yenileceğini öğrenip ona bir şans daha vermeye karar verene kadar. Simdi ise vazgeçemiyorum.
Avokado seçmenin oldukça basit bir püf noktası var. Olgun avokadolar hafifçe yumuşak oluyor, parmağınızla bastırdığınızda içeri çökmeli ama çok da yumuşak olmamalı. . Birkaç denemeden sonra bunu kolayca ayırt eder hale geliyor insan 🙂 Olgun avokadoyu boyuna ikiye bölüp çevirerek ayırdığınızda bir tarafı çekirdeğinden kolayca ayrılır, etli kısmı parlak açık yeşildir. Eğer ayrılmıyorsa kesmiş olduğunuz halde olgunlaşması için bir süre daha bekletebilirsiniz. Fazla olgunlaşan avokadolar ise kararmaya başlıyor, kokusu ve tadı bozuluyor.
Yemeklere Avokado Dokunuşu
Avokado ve tatlı patates uyumuna ise ayrıca bayılıyorum. Fırında tatlı patates yaptığımda yanında mutlaka guacamole olur, ama daha farklı bir lezzet için bence bu kinoa pilavını denemelisiniz. Sebze suyu ile pişmiş kinoa içine avokado ve buharda pişmiş tatlı patates ekliyorum. Kesinlikle çok lezzetli. Ayrıca hiç hayvansal ürün içermeyen tertemiz bir vegan tarif. Resimdeki gibi kuşkonmaza, ya da herhangi bir başka yemeğin yanına mükemmel bir eşlikçi.
Yaptığım en uç yemeklerden biri ise fırında avokado bence. Galeta unu ve parmesan karışımına buladığım avokado dilimlerini kızarana kadar fırınladım, çok değişik bir lezzet oldu 🙂 bu tarifin tek sıkıntısı normalde fırınlanmış sebzeler için yaptığım avokadolu sos ile uyum sağlamıyor olması 🙂
Nasıl Saklanır?
Bir kısmını kullandığınız avokadoyu saklarken önemli olan ise çekirdeği üzerinde kalan kısmı saklamak. Avokadonun etli kısmına biraz limon suyu sürerseniz kararmaz, dolapta bir kaç gün durur. Hatta çekirdeğin üzerine suyunu sıktığınız yarım limonun kabuğunu kapatırsanız işinizi iyice garantiye almış olursunuz 🙂 Kesilmiş yarım soğan ile birlikte bir kabin içinde saklayabilirsiniz, bu daha etkili bir yöntem ama o zaman soğanın kokusu siner, dip sos olmaktan başka şansı kalmaz 🙂
Eğer olur da dolapta bir şekilde unutulmuş yarım avokado olursa da en kotu yemeklere yağ yerine ekliyorum. Her türlü sotelenmiş sebze yemeğinin üzerine çok yakışıyor. Tereyağı yerine avokado kesinlikle çok daha iyi bir tercih 🙂
Avokado üzerine methiyeler düzdüğüm bu yazıyı en basta bahsettiğim avokadolu raw pasta ile bitiriyorum. Umarım yeni denemeler için biraz ilham vermişimdir 🙂
Avokado ve yeşil limonlu pişmeyen pasta:
Taban:
- 150 gram çekirdeksiz hurma
- 100 gram sıcak su
- 50 gram Hindistan cevizi unu
- 1 tatlı kaşığı vanilya özütü
Hurmaları sıcak suda 10 dakika kadar bekletip püre haline getiriyoruz. İçine Hindistan cevizi ununu ekleyip oluşan hamuru 18 cm’lik kelepçeli kek kalıbına bastırarak yayıyoruz.
Kreması için:
- 4 orta boy olgun avokado
- 2 yeşil limonun suyu
- 1/3 bardak bal (ya da vegan olması için akçaağaç şurubu)
Hepsini belder’dan geçirip krema kıvamına getiriyoruz ve tabanın üzerine döküyoruz. Buzlukta 1 gece dinlendiriyoruz ki iyice sertleşsin. Üzeri dondurma kıvamında oluyor, çıkarınca servis için 15 dakika kadar beklemek lazım ki biraz yumuşasın. Sonrasında servise hazır.
Devamı Var…
Diğer avokadolu tarifler için ise Instagram hesabıma göz atabilirsiniz. Denediğiniz tariflerimi bana da gönderirseniz çok seviniyorum 🙂
Sizin de farklı tarifleriniz varsa burada ya da Instagram’da yorumlara bırakın, ben de deneyeyim. Paylaştıkça çoğalsın 🙂
