Varşova’da Gezilecek Yerler

Türkçe | English

İtiraf etmeliyim ki; Polonya gezisi planlayana kadar, aklımda Varşova hiç olmadı. Varşova’yı kime sorsanız sorun, gezilecek yerler listesinin üst sıralarında değildir. Yine de, Polonya gezisinde bir ülkeyi ziyaret ederken başkenti atlamak olmaz diye düşündüğüm için Varşova için zaman ayırdım.

Küllerinden Yeniden Doğan Şehir: Varşova

Varşova, her ne kadar turistik açıdan çok cazip bir şehir olmasa da, bence yıkıcı bir savaştan sonra, nasıl tekrar ayağa kalkılabildiğinin en güzel örneği. Bu yüzden bu şehrin sokaklarında dolaşırken, etrafınıza bir de bu gözle bakmayı unutmayın.

İkinci Dünya Savaşı’nda neredeyse tamamen yıkılmış olan bu şehir, eski mimarisine uygun olarak yeniden inşa edilmiş. Küllerinden doğan şehir olarak bilinmesinin altında da burada izlenilen yol yatıyor. Savaş sonrasında büyük yoklukta olan Varşova halkı, savaşta yıkılan binalardan geriye kalan malzemeler ile şehirlerini yeniden inşa etmiş. Bu nedenle; Varşova küllerinde doğmak deyimini sonuna kadar hak ediyor.

Barbakan ( Barbican )

Barbakan, eski ve yeni şehri birbirine bağlayan bir kapı. Geçmişte ise, şehir merkezinin giriş kapısı. Bu kapı, Varşova’nın savunmasında tarih boyunca önemli rol almış. Önceleri girişten sonra düz olan yol, sonraları içerden kavis verilerek atlıların dönemeyip, nehire doğru gitmeleri için yönlendirilmiş.nehire doğru yönlendirilmiş.

Savaş sonrası yeniden inşa edilen Barbakan, o dönemde yeterli malzeme bulunamadığı için, sadece dışarıya bakan cephesi bitirilebilmiş. Bugün hala içeriye bakan cephesi tamalanmamış.

Barbikan

Krakow yazımda iki şehir arasındaki bitmeyen çekişmeden bahsetmiştim. Krakow’daki rehberimize göre bu Barbikan, Krakow’da savaştan zarar görmemiş orijinal Barbikan’ın gölgesinde kalmamak için yeniden yapılmış. Varşova’daki rehberimize göre ise şehrin tarihi dokusunu korumak için. Yorum sizin 🙂

Varşova’da İlk Gezilecek Yer “Eski Şehir”

Barbakan’dan girip önünüze çıkan dar caddeden devam edince “eski şehir” meydanına çıkıyorsunuz.

Her Avrupa şehrinde olduğu gibi burada da bir eski şehir meydanı var ve yine savaştan sonra tekrar inşa edilmiş. Bu özelliğiyle Varşova Eski Şehir Meydanı, Unesco Dünya Mirası Listesi’ndeki tek “yeni” eski şehir. Rengarenk binalarıyla keyifli bir yer.

Eski şehir ve Kraliyet Sarayı

Varşova Kraliyet Sarayı  

Eski şehrin içinde yer alan Kraliyet Sarayı, burada bulunan binaların tamamı gibi savaşta neredeyse tamamen yıkılmış ve yeniden inşa edilmiş. Ayakta kalan duvarların üzerine inşa edildiği için savaştan kalan mermi deliklerini hala görebiliyorsunuz. Savaştan kalma bu hasarlı duvarlar yaklaşık 50 santimetre yüksekliğinde ve şehrin savaşta aldığı hasarın boyutlarını tahmin etmenize yardımcı oluyor.

Krakowski Caddesi

Kraliyet sarayının önündeki meydandan şehrin yeni kısmına doğru uzanan, üzerinde sağlı sollu dükkânlar, cafeler, restoranlar bulunan cadde Krakowski Caddesi. Bu cadde üzerinde birçok önemli yapı var. Chopin’in kalbinin gömülü olduğu kilise, Kopernik Anıtı, Nazım Hikmet’in her Varşova ziyaretinde kaldığı otel bunlardan birkaçı. Ayrıca şehrin en keyifli mekânları da burada bulunuyor. Akşamları yemek yemek ya da bir şeyler içmek için pek çok seçenek mevcut.

Varşova Bilim ve Kültür Sarayı

Krakowski Caddesi üzerinden şehrin yeni kısmına doğru ilerliyoruz. Caddenin sonuna gelip sağa doğru devam edince karşımıza Bilim ve Kültür Sarayı çıkıyor. Stalin tarafından yaptırılan bu ihtişamlı bina komünizm döneminin bir simgesi olduğundan yerel halk tarafından pek sevilmiyor. Şehirde bulunan yüksek binaların birçoğu bu yapının etrafına inşa edilerek yapıyı gizlemek için kullanılmaya çalışılmış, ancak pek başarılı olduklarını söyleyemeyeceğim.

Bilim ve Kültür Sarayı

Varşova Gettosu

Polonya’nın birçok şehri gibi, Varşova’da da savaş zamanı Yahudilerin toplandığı bir Getto bölgesi kurulmuş. Bugün bu bölgeden geriye neredeyse hiçbir şey kalmamış, ama o zamanki duvarların yeri bugün caddeler üzerinde işaretlenmiş. Yolda yürürken göreceğiniz bu hat üzerindeki yazıları okuyabiliyorsanız bölgenin dışındasınız demek. İçine girdiğinizde ise yazılar ters kalıyor.

Varşova Gettosu

Varşova Ayaklanması Anıtı

1944 yılında Varşova’yı Alman işgalinden kurtarmak için yapılan ayaklanmanın anıtı şehrin en önemli yapılarından biri bence. 1944’te Kızıl Ordu’nun yaklaşmasıyla umutlanan Varşova halkı bir ayaklanma başlatarak şehri Alman işgalinden kurtarmayı amaçlamış. Umutları doğuda beliren Kızıl Ordu’nun kendilerine yetişip destek olması, ancak Kızıl Ordu’nun beklenmedik bir şekilde geri çekilmesi ve ayaklanmaya destek vermemesi nedeniyle basarisiz olmuşlar. Yaklaşık 20.000 direnişçi ve 200.000 sivil bu direnişte hayatını kaybetmiş. Hayatta kalanlar ise şehrin kanalizasyon kanallarını kullanarak kaçmayı başarabilmiş. Fotoğrafta anıtın arkada kalan kısmı ayaklanmanın başlangıcını simgelerken, ön kısmı ise bitişini, yani kanalizasyonlardan çıkan insanları simgeliyor.

Varşova Ayaklanması Anıtı

Savaştan Geriye Kalanlar

Her şehirde yaptığım gibi burada da erkenden, daha kimse sokaklara çıkmadan şehir turumu attım. Bu tur sırasında yerde duran bir kilise çanıyla karşılaştım. Hikâyesini ise sonradan araştırarak öğrenebildim. Bu çan savaşta kilisenin kulesinden düşerek parçalanmış. Şehir yeniden inşa edilirken parçalar toplanıp çanın ilk düştüğü yerde tekrar birleştirilmiş ve bir savaş anıtı oluşturulmuş. Parçaların birleşim yerlerini bugün görebiliyorsunuz, ama çanın ait olduğu kilise ne yazık ki artık yok.

Savaştan geriye kalanlar…

Varşovalı bilim ve sanat insanları

Varşova bazı önemli bilim ve sanat insanlarının da doğum yeri. Radyasyon çalışmalarıyla Nobel ödülü kazanmış bizim bildiğimiz adıyla Madam Curie, Marie Skłodowska adıyla Varşova’da doğmuş. Bugün, doğduğu ev bir müze ve şehirde bir heykelini bulabilirsiniz.

Marie Curie

Bir diğeri ise ünlü matematikçi ve astronom Nicolaus Copernicus, yani Kopernik. Kendisine adanmış meydanda bir heykelini göreceksiniz. Kopernik güneş sistemini ilk tanımlayan bilim insani olduğundan, heykel de tabi ki buna uygun tasarlanmış.

Kopernik meydani – yer aslında güneş sistemi şeklinde tasarlanmış

Bir de Kopernik Bilim Müzesi var Varşova’da. Ben müze gezmeyi sevmesem de bilim müzeleri hep ilgimi çekmiştir. Bu da oldukça eğlenceli görünüyordu, vaktim olsa ziyaret etmek isterdim.

Kopernik meydaninin tam karşısında ise Chopin’in kalbinin gömülü olduğu kilise bulunuyor. Varşova doğumlu Chopin, hayatinin büyük kısmını Fransa’da geçirmiş olmasına rağmen kalbi hep Varşova için atmış, ölmeden önce de kız kardeşine kalbini Varşova’ya gömmesini vasiyet etmiş.

Chopen’in kalbi

Varşova’da bir Chopin müzesi var ama bence daha keyifli olan şehrin birçok noktasına yerleştirilmiş Chopin bankları. Bu interaktif banklar kenarındaki düğmeye bastığınızda kısa bir Chopin bestesi çalıyor. Yol üzerinde durup sevgilinizle kısa, romantik bir dans şansı sunuyor J

Son Söz

Yaşadığı bütün acılara rağmen tekrar ayağa kalkmış Varşova. Sokaklarında gezerken bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bütün bunları düşününce bu şehrin sokaklarında attığınız –atabildiğiniz-  her adım daha anlamlı, daha etkileyici hale geliyor. Varşova gezimden sonra anladım ki, ziyaret edilecek şehirler listesinde aslında ön sıralarda olmayı hak ediyormuş. Siz ayni yanlışa düşmeyin, Varşova’yı mutlaka listenize dahil edin. Varşova gezinizden önce de, Piyanist filmini izlemeyi unutmayın, o zaman bu şehirdeki her şey daha anlamlı olacak.