Türkçe | English
Madrid, İspanya dendiğinde biraz geri planda kalıyor olsa da, ondan ne beklediğini bilen, iyi plan yapmış gezginleri kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıyor. Beklentisi bir şehri yereller gibi gezmek olanları fazlasıyla tatmin edecek bir gezi rehberi hazırladım.
Büyüleyici yapıları olmasa da, mimarisi kendine hayran bırakıyor. Sanatsevereler için tam bir cennet, önemli sanat eserlerinin sergilendiği çok ünlü müzeleri var. Hareketli hayatı ile Paris ya da İstanbul gibi Avrupa metropollerini kesinlikle aratmıyor. Her bütçeye ve damak tadına uygun yüzlerce cafe ve restoranı ile tam bir gastronomi cenneti ayrıca.
Bir Gezi Rehberi Planlama
Madrid oldukça büyük bir şehir, bu nedenle metro ile haşır neşir olmak zorunda kalacaksınız. Ama yine de ilgi alanlarınız doğrultusunda konaklayacağınız istediğiniz bölgeyi seçerek isinizi kolaylaştırabilirsiniz.
Ben bu gezinin hedefini şehrin belli başlı turistik noktalarını görmek ve yereller gibi yaşamak olarak belirlemiştim. Bu nedenle gece hayatinin en renkli olduğu bölgelerden biri olan La Latina’da metroya oldukça yakın bir yerde konakladık. Airbnb aracılığı ile kiraladığımız evden fazlasıyla memnun kaldık.
Yeme içme konusuna ise buradaki yazıda değindim 🙂
Madrid ’de ne kadar kalmalı?
Sadece turistik noktaları görmek isteyenler iyi bir planlama ile 2-3 günde şehri gezebilirler bence. Ama bu şehrin tadı yereller gibi yaşayarak çıkarılacak cinsten olunca ben 1 haftalık bir gezi planladım. Böylece hem turistik yerleri gördük, hem de şehrin tadını doyasıya çıkardık. 1 hafta kalmak ayrıca haftada bir kez yapılan aktiviteleri yakalamak için de çok uygun. Yaptığım planı biraz sıkıştırıp araya bir de günübirlik Toledo gezisi yerleştirmeyi başardım 🙂
Madrid’de olmazsa olmaz turistik noktalar
Bu bölümde Madrid’e gittim diyebilmek için görmeniz gereken yerleri sıralayacağım.
Madrid şehir meydanı: Plaza Mayor
Burası şehrin ana meydani. Yine 4 tarafı binalarla çevrelenmiş, Avrupa’da alışkın olduğumuz tarzda bir alan. Etrafında cafe, restoran ve hediyelik eşya dükkânları var.
Plaza del Sol
Burası da yine ünlü meydanlardan biri. Şehrin sembolü olan ağaca uzanmış ayı heykeli ve İspanya karayollarının sıfır noktası kabul edilen başlangıç taşı burada bulunuyor.
Palacio Real de Madrid
Burası İspanya kraliyet sarayı. İçini gezebiliyorsunuz ancak benim için fazla turistik bir aktiviteydi 🙂 Cumartesi ve çarşamba günleri yapılan muhafız nöbet değişimini izlemekle yetindim.
Catedral de la Almudena
Kraliyet sarayının tam karşısında yer alan bir katedral. İspanya’daki katedrallerin çoğu gibi bunun da yapılması oldukça uzun sürmüş. 1879’da başlayan inşaat 1993’te bitirilmiş. İspanyollar bayağı rahat bir millet 🙂
Basilica of San Francisco el Grande
Sarayı ve Almudena Katedralini ziyaret ettikten sonra ayni caddeyi izleyerek buraya ulaşabilirsiniz. İçi oldukça görkemli, beni bir öncekinden daha çok etkiledi diyebilirim.
Gran Via
Burası Madrid’in alış veriş caddesi. Üzerindeki binaların mimarisi gerçekten çok güzel, gezmesi oldukça keyifli. Ancak hafta sonları fazlasıyla kalabalık oluyor. Madrid fotoğraflarında görebileceğiniz ikonik Metropolis binası bu caddenin doğu ucunda bulunuyor.
CentroCentro ve Plaza de Cibeles
CentroCentro mimarisi ile dikkat çeken bir sanat müzesi. Madrid’in ikoniklesmis yapılarından biri. Önündeki Cibeles meydani ise Real Madrid taraftarlarının kutlama yaptıkları meydan.
Mercado de San Miguel
Burası Plaza Mayor’a oldukça yakın bir gurme Pazar. İçinde çeşit çeşit tapas, deniz ürünü, tatlı, şarap ve kahve satılıyor. Mimari olarak ise bence çok güzel. Oldukça turistik olduğu için fiyatlar yüksek ama içini gezmek keyifli.
Parque de El Retiro
Madrid şehir parkı burası. Oldukça büyük ve gezmesi keyifli. İçinde yer alan gölette kayık kiralayıp gezebiliyorsunuz. Ayrıca yine bu park içinde bulunan Palacio de Cristal’i ziyaret edip harika fotoğraflar yakalayabilirsiniz.
Eğer buraları bitirdiyseniz ve hala zamanınız varsa ikinci yazımdaki yerlerle devam edebilirsiniz!
Sevgiler 🙂
2 Comments
Yorumları Görüntüle