Türkçe | English
Almanya’nın coğrafik olarak neredeyse tam ortasında yaşayınca birçok yere araba ile seyahat etmek uygun oluyor bizim için. En büyük keyiflerimden biri de hedefe ulasana kadar kat edeceğimiz rota üzerinde güzel yerler bulup bir kahve içimlik zamanda da olsa ziyaret etmek.
Almanya – Belçika arasında, Bruges yolunda, araba ile seyahat ederken yakınından geçtiğimiz bir şehirdi Aachen. Erasmus için giden arkadaşlarımdan çok duymuş, ama yolum düşmediği için ziyaret etme şansı yakalayamamıştım şimdiye kadar. Yaptığımız Brugge seyahati sırasında sonunda bu fırsat da elime geçti, kaçma şansı yoktu tabi ki 🙂
Unesco Dünya Mirası Aachen
Aachen Almanya’nın en iyi teknik üniversitelerinden birine ev sahipliği yapıyor, Stepstone’un 2014 yılında yaptığı araştırmaya göre en çok tercih edilen 5. teknik üniversite. Yani tam bir öğrenci şehri, cıvıl cıvıl birçok cafe ve restorana ev sahipliği yapıyor. Aachen Katedrali ise Unesco Dünya Mirası Listesi’ne Almanya’dan ilk dahil edilen yer olma özelliği taşıyor.
İnanılmaz Bir İç Mimari Eseri
Katedralin dünya mirası listesinde olduğunu zaten biliyordum ama beni bu kadar etkileyeceğini tahmin etmemiştim. Yapımı 8. yüzyıl sonunda başlamış ve hala zamana direniyor. Dışarıdan tam olarak kadraja sığdırmayı başaramadığım bu ihtişamlı yapının içi ise İtalyan ve Yunan mermerleri, altın varaklı mozaikler, bronz kapılar ile süslenmiş.
Üç Ülke Bir Nokta, Dreiländerpunkt
Aachen’ın biraz dışında ise Almanya, Belçika ve Hollanda sınırlarının kesiştiği “Dreiländerpunkt” bulunuyor. Bu üç ülkenin sınırlarının kesişim noktasına dikilmiş bir taş aslında. Buraya yolunuz düşerse ziyaret edip 10 saniye içinde üç ülke ziyaret etmeyi başarabilirsiniz 🙂 Aşağıdaki resimde Almanya-Belçika sınırında duruyorum mesela, elimi koyduğum tepe noktası ise üç ülkenin birleştiği yer. Ayrıca bir de seyir kulesi bulunuyor burada ama yağan yağmur sebebiyle görüş mesafesi oldukça düşüktü, çıkmaya niyetlenmedim bile.
Noel Pazarları ile Ünlü
Aachen hakkında aldığım başka bir duyum ise Noel pazarının çok güzel olduğu yönündeydi. (Gerçi bence bütün Noel pazarları çok keyifli :)) Noel pazarına denk gelememiş olsam da Aachen’a özgü çeşit çeşit tatlıların satıldığı dükkânların rengarenk vitrinlerini görme şansım oldu. Belçika dönüşü çikolataya doymuş olduğum için içeriye girmedim tabi ki 🙂
Nerede Yenir?
Yukarıda bahsettiğim gibi birçok keyifli cafe var Aachen’da. Biz “Tek şansımız var, hangisini denesek acaba?” diye düşüncelere dalmışken otoparktan çıkar çıkmaz salıncaklı koltuklarıyla gönlümüzü çalan “Leni Liebt Kaffee”yi tercih ettik. Yemek, kek ve kahvesinden oldukça memnun kaldık ama en güzel kısmı salıncak şeklindeki koltuklarıydı bence 🙂 Yalnız cafede bu koltuklardan yalnız bir çift olduğunu belirtmem lazım, burada yer bulabilmek için biraz sansa ihtiyacınız var 🙂
Almanya’nın En Eski Kahvecisi
Aachen’da ayni zamanda 1820’de acilmiş olan Almanya’nın en eski kahvecisi de bulunuyor, Plum’s Kaffee. İlginizi çekerse ziyaret edebilir, taze çekilmiş kahvelerinden satın alabilirsiniz.
Tekrar Geleceğiz
Ziyaret ettiğimiz bir kaç saat içinde biz Aachen’i çok sevdik. Daha detaylı bir şekilde gezebilmeyi isterdim, bence Aachen bir yol üstü durağından fazlası olmalı. Bunun için tekrar fırsat yaratmaya çalışacağım.
Görüşlerinizi paylaşın
Yorumları Görüntüle